27 Aralık 2013 Cuma

"Kill Your Darlings" Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!


Yazı: Betül Ertaş (Daniel Radcliffe Türkiye Yöneticisi)

Daniel Radcliffe, Harry Potter serisi bitiminde spotları üzerinde toplayan oyuncu hâline geldi, sebebiyse böyle popüler bir başlık altındaki filmin arkasından kabul edeceği ve yer alacağı projelerin merakla beklenmesiydi. Öncelikle Woman In Black sunuldu önümüze, her ne kadar bizi sanatsal açıdan tatmin etmese de kendisini farklı bir karakterde görmemiz ayrı bir nefes gelmişti. Kill Your Darlings ise değil Harry Potter sonrasındaki iyi çalışması, değerlendirilip incelendiğinde Harry Potter'ı dahi arkada bırakacak bir performans ve cuk oturan karakter tiplemesi ile karşımıza çıktı. Film, ünlü şair Allen Ginsberg ve Lucien Carr arasındaki ilişkinin şiir ritmine nasıl yansıdığını anlatan kâfiyelerden oluşmakta. Güzelliğin, beğenmenin, sevginin ve etkilenmenin cinsiyetten öte, tamamiyle bütünsel bir zevk olduğunu ve bunun hayatımızdaki renkleri nasıl isimlendirdiğini adım adım anlatan bir film.

Allen Ginsberg, sorunlu bir ailesi olan fakat şairlik üzerine babasının peşinden giden başarılı bir edebiyatçı adayıdır. Columbia Üniversitesi başvurusu beklemediği bir anda kabul edilir ve kendisini üniversitenin kütüphanesinde, okulun en çekici ve haylan çocuğuna bakarken bulur. Lucien Carr, bütün karmaşıklığı ve Dorian Gray görünümü ile Ginsberg'ün kitaplarda, dizelerde okuduğu güzelliğin fiziksel betimlenmesidir. Aşk karmaşıklıktan doğar, karmaşıklık ise Carr'ı meydana getiren zerreciklerdir. Ginsberg'ün Carr'a aşık olması şiirde okunan bir heceden çok daha kısa bir süreci kapsar lakin Ginsberg, Lucien'e aşık olan ilk insan değildir ve son olmayacağı da sunulan hikayede net bir şekilde verilir. Karmarşıklık, güzellik, bilinmezlik, uyuşturucu, sigara, alkol, müzik ve şiirler. Bir aşk için gerekecek her şey verilenler olarak sunulmuştur Ginsberg'e. İstenen ise sadece dizelerdir ama bir şey ne kadar güzelse, bedeli o kadar ağır olmuştur her zaman. Hayatta edindiğimiz bütün duygular, geçmişte hissedilenlerin üzerine eklenerek günümüze bizimle eşlik eden zerreciklerimizdir. İyisi ile, kötüsü ile.


Kişinin kendini bilmesi, kendini bildiği gibi çevresindekilere yansıtması fakat olmak istediği kişi olabilmesi için kendini ezip geçmesi, bunun sonucunda oluşturduğu ve sunduğu profil ile yüzleşmesi, bu yüzleşmede kabullenip kabullenememesi ise filmde sunulan ince bir denklem. Aşk, beğeni, beğenilmek insanın içerisinde duyguları en güzel halleri ve renkleri ile ince bir süzgeçten geçirip ortaya safi güzellikleri en güzel ışıldaması ile sunan bir duygu yetisidir. Şiir ise bu enerji ile çalışan ve kişinin dahi kendi içerisinde bilmediği, çözümleyemediği şeyleri dilinin ya da parmaklarının ucuna getiren bir araçtır. Kill Your Darlings ise bu aracı izleyici ile buluşturan görsel topluluğu.

Lucien çok güzel bir adamdır fakat geçmişinde yaşadıkları ve günümüzde yaşadıklarını gölge misali yanında taşıması da güzelliğinin bedeli olarak her zaman ayrılmaz parçasıdır. David Kammerer, Lucien'e kör kütün aşık olan, vazgeçmeyi seçenek olarak dahi görmeyen, Lucien'in karanlık tarafını oluşturan isimdi. Belki de ying yang gibi, aydınlığın, iyiliğin ya da güzelliğin karşısındaki dengeydi. Denge bozulduğu zaman aydınlık taraf, karanlık taraf kadar da zarar görür. David Kammerer ise bu hikayedeki denge yerinde terazinin tartan tarafını etkileyen karakter oldu. Kimi zaman yaşam sebebi, kimi zaman ölüm sebebi. Hayatımızda hatırlamak istemediğimiz anıların bir bendenle toplanması, ya da kendimizi affedememe sebebimiz. Obsesyon, aşk, sevgi, tutku. Hepsi tehlikeli ve bedeli ağır olan duygularsa, sonundaki bedel de buna eş değer bir nitelikte olmaya mahkumdur.

Radcliffe, bu filmde siyah gözlü, kıvırcık saçlı ve karşımıza kahraman olmayan bir profille çıkıyor. Kendisinin eşcinsellliği desteklemesi, yarı yahudi olması ve zaman zaman başka bir isim altında şiirler yazması Allen Ginsberg'i beyaz perdeye taşımasında oldukça senkron ritimler tutturuyor. Çok farklı bir Daniel Radcliffe izlemek istiyorsanız, bir şekilde bu filmin içerisinde bulun kendinizi. Zira günümüz AVM sineması filmlerinden oldukça uzak, içerisinde mizahın da bulunduğu bir sevi anlatımı.


                                                                                             


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder